Ana içeriğe atla

 İlk Adım

    Okuduğum kitaplar, izlediğim filmler, kimi zaman yazarlara ulaşmam, onlarla yazışmalarımın uzun zamandır beni sürüklediği bir yol var: Yazmak. Çok şehir değiştirdim. Pek çok farklı sosyal ortamda bulundum. Okullardan okullara, kurslardan kurslara, otobüslerden metrobüslere öylece sürüklenip dururken çok düşünürdüm. Şu anda ise mesleğimi, yaşadığım şehri, arkadaş çevremi değiştirmiş, ailemden uzaklaşmış, yalnız ve yeni bir hayata adım atmışken bir içsel yolculuğa çıkmış olduğumu fark ettim. Bu süreci de yazarak gözlemlemek ve belki de bu şekilde birilerine ulaşmak istiyorum. 

    Süreç, içimde kaldı dediğim her şeyle başladı. Her nefesin yeni bir hayat bahşettiğini bildiğim bu yirmi yedi yaşıma asılıp kalmak istiyorum bazen. Bisiklet sürdüğüm, deniz kokladığım, bergamotlu çay içtiğim sıralardayım. Papua Gine'de yeni bir hayata başlayan Cambly eğitmenlerim gibi olmasam da bir varoluşsal iç yolculuk mevcut :) Her neyse yolun bir sonu var biliyorum, o beni ne kadar tatmin eder ya da ne kadar hayal kırıklığına uğratır meçhul. Fakat ümitvar olmak bu sıralar seçtiğim şey. Çünkü bir gece vakti ve bloğumu açmış yazıyorum. :) Sabah yataktan spatula yardımıyla çıkması gereken ben leylî bir gece kuşu gibi hayat doluyum şimdi. Elhasıl ilk adımı attık. Hadi bismillah!


#varoluş

#içselyolculuk

#yenişehir

#yalnızyaşamak

#yazmak

#yol

#yolculuk

#gece

#ilkadım

#başlamak



Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÖLÜM VAR, ÖYLEYSE YAŞAYALIM   Çok yoğun bir günün ardından oradan oraya koşturmuş, bir sürü sıra beklemiştim. Sabahtan beri aç olduğum için karnımı doyurmak adına bir yerlere girdiğimde kendini bilmez bir adamın çocuğunun yanında karısına bağırmasına şahit oldum. Şehir, modernite, herkes çok mu mutlu gibi şeyler düşünüyordum o sırada. Birden bütün düşüncelerim o tek gerçeklikle yıkıldı. Benim müdahale etmem ve etmemem sorunsalı etrafında düşünürken çok öfkelendiğimi ve bu öfkeyle kalkarsam zararla oturacağıma karar vermiştim ki kadın müdahale etti; bağırma diyerek. Neyse işte ardından bir hat taşıma işlemi yüzünden babamı meşgul ettiğim ıvır zıvırlarla babamla aramız gerilmişti. Kafamda bütün bunlar ile yolda yürüyordum. Hayat acımasızdı ve ben yalnız... Yürüyüşüm devam etti. Kulakığımı takmıştım. En sevdiğim alacakaranlık vakitlerinde camekan önlerinden akıp geçiyordum. Yürüdüm, yürüdüm. Düşünceler çok uzaklaşmıştı. Önce tatlı bir rüzgar esti. Sonra önüme çok hoş şehir manzaraları düş
 BİRAZ FARKLI MIYIM ACABA? Son zamanlarda o kadar çok genç böyle düşünmeye başlamış ki. 2023'te Google'da en çok aratılan şeyler arasında "Ben farklı mıyım? Ben kimim? Neden sevilmiyorum ?" gibi şeyler olduğunu duyduğumda (Bu Mu Yani? podcast yayınında) işte bu dedim. Gençler sorguluyor ve de sonra bu sorgulamaları sorun mu acaba diye düşünüyor. "Biraz farklı olmanın nesi var ki? Hem özgüven bile kazandırıyor insana", demişti biri. Daha doğrusu bir reçelblog yazısında okumuştum.  Ben de biraz farklıyım ama farklı durmayanlardanım. Gizem severim, kasvet severim. Siyahı beyazdan, yağmuru güneşten çok severim. Çok düşünürüm, hızlı hızlı akıp gider düşünceler kafamdan. Falan filan teyze ve amcaların beni hapsettiği kalıplara benzemiyorum (onlar bunu bilmese de :)). Annem neden her şeye kafa yorduğumu merak eder hep. Bilmem belki bu bir varoluş biçimi. Bu dünyayı, bu düzeni, etiketleri sorgulayan biriyim. Zamanında zihnimi o kadar susturmak istemiştim ki bu yüzde